Kıbrıs ve Mısır Dışişleri Bakanları Konstantinos Kombos ve Sameh Hassan Shoukry, perşembe günü Lefkoşa'da gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından yaptıkları açıklamada, Kıbrıs ve Mısır'ın Doğu Akdeniz'in güvenlik ve istikrarına olumlu katkı sağlayan ikili bir stratejik ilişkiye sahip olduklarını ifade ettiler.

Bakanlar ayrıca enerji sektöründeki ikili iş birliğini vurguladılar ve Gazze'deki sivillere daha fazla insanî yardım sağlanmasının önemini tekrarladılar.

Görüşmenin ardından açıklama yapan Kombos, Kıbrıs ve Mısır'ın dürüstlük ve güven, ortak çıkarlar ve şeffaflık ilkeleri doğrultusunda sağlam ve prensipli ilişkiler kurmak için birlikte yakın çalışan stratejik ortaklar olduklarını ve ikili ortaklıklarını daha da geliştirmek ve somut anlamda derinleştirmekle yükümlü olduklarını belirtti.

Dışişleri Bakanı, bugünkü görüşmelerle ilgili olarak yaptığı açıklamada, uluslararası hukuk ilkelerine, kurallara dayalı uluslararası düzene ve bölgesel çok taraflılığın araçsal rolüne olan ortak bağlılık gibi temel unsurların ele alındığını söyledi.

Mısırlı mevkidaşına Kıbrıs sorunuyla ilgili son gelişmeler hakkında bilgi verdiğini ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin (KC) Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Kişisel Temsilcisi'ni desteklemeye ve BM Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararlarında öngörüldüğü üzere siyasî eşitliğe sahip iki bölgeli, iki toplumlu federasyon temelinde yaşayabilir ve kalıcı bir çözüme ulaşılması amacıyla çıkmazın kırılması ve özlü müzakerelerin yeniden başlaması için yakın bir şekilde birlikte çalışmaya hazır olduğunu ifade ettiğini sözlerine ekledi.

Bu doğrultuda Mısır'ın tüm uluslararası platformlarda uzun süredir sergilediği ilkeli duruşun takdire şayan ve değerli olduğunu ifade etti.

İkili gündem konularıyla ilgili olarak Dışişleri Bakanı, enerji iş birliğine odaklandıklarını, doğal gazın Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Münhasır Ekonomik Bölgesi'nden (MEB) sıvılaştırılmak üzere Mısır'a taşınmasının ilgili şirketler için öncelikli bir kalkınma seçeneği olmaya devam ettiğini ve siyasî olarak KC'nin Mısır'ın bölgede ve ötesinde enerji alanındaki eşsiz rolünün tamamen farkında olduğunu belirtti.

Mısır ve Kıbrıs arasında Doğu Akdeniz Gaz Forumu (EMGF) çerçevesinde devam eden iş birliğinin enerji ilişkilerinin ayrılmaz bir bileşeni olduğunu vurguladı.

Mısır ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesiyle ilgili olarak Kombos, Mısır'ın önemli jeostratejik rolü ve AB'nin güvenliğine bir dizi alanda yaptığı değerli katkı doğrultusunda 10. AB-Mısır Ortaklık Konseyi sonuçlarının uygulanması ve genişletilmesi için atılacak adımları görüştüklerini söyledi.

"Göç kontrolü, enerji çeşitlendirmesi ve bölgesel istikrar hafife alınamaz ve Mısır, AB tarafından eksiksiz ve yaratıcı bir şekilde ele alınması gereken, yüksek ve artan bir maliyetle bir akıl ve güvenilirlik sütunu olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Kıbrıs'ın Brüksel'e verdiği mesaj budur ve biz bunu yapmaya devam edeceğiz" dedi.

Dışişleri Bakanı ayrıca Orta Doğu'da devam eden çatışmalar ve Kızıldeniz'deki gelişmelerle ilgili Kıbrıs'ın derin endişelerini dile getirdi. Kıbrıs'ın, BM Güvenlik Konseyi kararları uyarınca iki devletli bir çözüm temelinde gerilimin azaltılması ve barış sürecinin yeniden başlatılmasının şiddet döngüsünü sona erdirmenin ve barış ve istikrar koşullarını teşvik etmenin tek yolu olduğunun altını çizdi.

Ayrıca ihtiyaç sahibi siviller için Gazze'ye daha fazla yardım ulaştırılmasının önemine değinerek Mısır'ın Refah geçiş noktası üzerinden Gazze'ye yorulmaksızın yardım ulaştırılmasındaki hayatî katkısını takdir ederek şunları ekledi: "Bu bağlamda, umutsuzca yardıma ihtiyaç duyan sivillere ek yardım sağlamanın bir başka yolu olarak özel bir tek yönlü deniz koridoru girişimi de dâhil olmak üzere Kıbrıs'ın çabalarını da ele aldık. Bölgenin ayrılmaz bir ortağı olarak Kıbrıs'ın üzerine düşeni yapması ahlâkî bir görevdir. Ayrıca, bir kez daha bariz olanı ifade etmeme izin verin. Kıbrıs, Gazze'den tek bir Filistinlinin bile yerinden edilmesini kesinlikle reddetmektedir."

Sameh Shoukry ise Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides ile görüşmesinin ardından Kıbrıslı mevkidaşı ile ikili ilişkileri, bölgesel ve uluslararası konuları ele alma fırsatı bulduğunu söyledi.

Shoukry, ortak değerleri ve uluslararası normlara karşılıklı bağlılıkları temelinde Mısır ve Kıbrıs arasında bölgesel ve uluslararası konularda yapıcı koordinasyonun altını çizdi. Bakan ayrıca ortak ilgi alanlarına giren diğer konuların yanı sıra ekonomik iş birliği, insan hakları, yasal göç ve uluslararası adaylıkların karşılıklı desteklenmesi konularını da ele aldıklarını söyledi.

Mısır Dışişleri Bakanı, ülkesinin Kıbrıs'la başta enerji sektörü olmak üzere gaz, petrol, elektrik, ticaret ve yatırım, tarım ve balıkçılık ve yenilenebilir enerji sektörleri dâhil tüm sektörlerde iş birliğini güçlendirmek için çalışırken ikili düzeyde iş birliğinin ilerlemesinden duyduğu memnuniyeti yineledi.

Kıbrıs Cumhurbaşkanı'nın geçtiğimiz nisan ayında Kahire'ye gerçekleştirdiği ziyaret sırasında yapılan görüşmelerin devamı olarak iki tarafın ortak bir İş Konseyi kurulması konusunda mutabık kaldıklarını da sözlerine ekleyen Shoukry, iki lider arasında varılan mutabakat uyarınca Yüksek Yönetim Komisyonunun ikinci oturumunun yakın gelecekte Kıbrıs'ta yapılmasının önemini vurguladı. Ayrıca Mısır'ın her iki halkın çıkar ve menfaatlerine hizmet edecek çeşitli anlaşmalar ve mutabakat zaptları imzalamayı dört gözle beklediğini belirtti.

Toplantının, Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın kısa süre önce Kahire'ye yaptığı ziyaretin ardından Yunanistan ile üçlü iş birliğini görüşmek için de iyi bir fırsat olduğunu kaydeden Bakan, Mısır'ın ev sahipliğinde yapılacak üçlü mekanizmanın 10. zirvesi için gerekli hazırlıkların tamamlanması konusunda mutabık kalındığını sözlerine ekledi.

Bölgenin ve özellikle de işgal altındaki Filistin topraklarının giderek kötüleşen durumunun gündemimizde ve görüşmelerimizde önemli bir yer tuttuğunu ifade eden Shoukry, sözlerini şöyle sürdürdü: "Gazze'deki can kayıpları daha önce görülmemiş bir düzeye ulaştı ve ölü sayısı 27.000 sivil Filistinliyi aştı. 2/3'i kadın ve çocuk olmak üzere Gazze nüfusunun %80'inden fazlasının yerinden edilmesiyle sonuçlanan, alışveriş merkezleri, hastaneler, okullar da dâhil olmak üzere sivillerin ve alt yapının işgalci güç İsrail tarafından hedef alınması uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukukun ağır ihlâlleridir."

Konuk Dışişleri Bakanı ayrıca şunları ekledi: "Gazze'de yaşanan insanî acılar düşünülemez. İnsanî destek sistemi çökmek üzeredir ve çatışmanın tehlikeli bir şekilde genişlemesi tehdidi gerçektir ve ortaya çıkmaktadır. Mısır, ateşkesin sağlanması için taraflar ve başlıca paydaşlarla birlikte çalışmakta ve uluslararası toplumu bu konudaki sorumluluklarını göstermeye ve aynı zamanda Gazze Şeridi'ne ve Gazze Şeridi boyunca güvenli, engelsiz ve hızlı bir şekilde insanî yardım erişimini kolaylaştırmak ve Gazze'de daha büyük hacimde yardım sağlamak amacıyla bir mekanizma kurulması çağrısında bulunan ve kısa süre önce kabul edilen 2027 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı da dâhil olmak üzere Güvenlik Konseyi kararlarını tam olarak uygulamak için baskıyı arttırmaya çağırmaktadır."

Mısır'ın ayrıca uluslararası toplumu, özellikle de donör ülkeleri, uluslararası insanî yardım kuruluşlarının ve özellikle de Gazze'deki rolü vazgeçilmez olan UNRWA'nın çalışmalarına tam destek vermeye ve sadece Gazze'de değil, Batı Şeria, Suriye, Lübnan ve Ürdün'de de ihtiyaç sahibi Filistin halkına hayat kurtaran bu olağanüstü yardım ve hizmetleri sağlamaya çağırdığını sözlerine ekleyen konuk bakan, "Oynamakta olduğu rolün vazgeçilmez olduğuna ve birkaç kişinin yanlış davranışlarıyla lekelenmemesi gerektiğine inanıyoruz ki bu da hemen sonuca varılmasına ve bu insanî yardım kuruluşunun üstlendiği desteğin kısıtlanmasına neden olmamalıdır" dedi.

Shoukry'ye göre, iki bakan görüşme sırasında Gazze'deki insanî yardım çalışmalarına destek sağlamak için iş birliği yollarını ve araçlarını ele aldılar. Kıbrıs'a takdirlerini ifade ettikten sonra Mısır'ın yardım miktarını artırarak ve erişimi kolaylaştırarak Gazze'deki insanî durumu iyileştirmeye devam edeceğini söyledi.

Ayrıca iki devletli çözüm yolunun yeniden canlandırılması gerekliliğini de görüştüklerini belirterek "Mısır, İsrail işgalinin sona erdirilmesi ve başkenti Doğu Kudüs olan 1967 öncesi hatlar üzerinde bağımsız, yaşayabilir, bitişik bir Filistin Devleti'nin kurulması da dâhil olmak üzere iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için bir süreçten çıkıp ciddî adımlar atma zamanının geldiğine inanmaktadır. Bölgesel çatışmaları kontrol altına almak ve Lübnan ile İsrail arasındaki sınır da dâhil olmak üzere tüm cephelerde gerilimi azaltmak için daha somut çaba sarf edilmesi gerektiği konusunda mutabık kaldık" diye ekledi.

Mısır'ın deniz yolları ve uluslararası ticaret üzerinde doğrudan etkisi olan Kızıldeniz'deki gerginlikten ciddî endişe duyduğunu da sözlerine ekleyerek Gazze'de ateşkesin sağlanmasının diğer cephelerde de gerginliğin azaltılmasına yardımcı olacağının altını çizen konuk bakan bölgeyle ilgili konular, özellikle de Suriye ve Libya'nın durumuyla ilgili olarak ise iki tarafın bu ülkelerde istikrar ve uzlaşının sağlanması ve genel olarak bölgede güvenlik ve refahın arttırılması için çabaların arttırılması gerektiği konusunda mutabık kalındığını kaydetti.

Mısır Dışişleri Bakanı şunları vurguladı: "Bunun stratejik bir ilişki olduğuna ve Doğu Akdeniz'in güvenlik ve istikrarına çok olumlu katkıda bulunduğuna inanıyoruz. Bu ilişki halklarımız arasında uzun bir geçmişe dayanan yakınlığın yanı sıra paylaşılan değerler ve en üst siyasî düzeyde bu ilişkiyi pekiştirme ve her alanda yeni iş birliği alanları bulma arzusuyla sağlam temellere oturtulmuş ve pekiştirilmiş bir ilişkidir."

Mısır Dışişleri Bakanı, Kıbrıs'ta olduğu gibi Gazze'ye yönelik insanî yardım girişimlerinin ateşkes olmadan da gerçekleşebileceğine inanıp inanmadığı sorusuna, her ne kadar acil ateşkes çağrısında bulunsalar da insanî yardımın temelde önemli olduğunu ve acil bir ateşkesin yardım hacminin artmasına kesinlikle olumlu katkıda bulunacağını söyledi.

"Bu durum, askeri eylemler devam etse de Filistin halkının ihtiyaçlarını karşılamaya devam etmemiz gerektiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. Acil ateşkes çağrımızı ve her türlü yardım hacminin arttırılmasının gerekliliğini de ortadan kaldırmaz" diyen Bakan, Gazze'deki insanların çok zor koşullar altında yaşadığını, 1,3 milyon insanın şu anda Güney ve Refah bölgelerinde yoğunlaştığını ve yardımların etki edebilecek hacimde giremediğini sözlerine ekledi.

 "Açlık, kıtlık ve tıbbî malzeme eksikliği var. Sağlık koşulları korkunç ve tüm bu sorunların karşılanması gerekiyor. Bu durum, söz konusu insanî sorunların karşılanması için ateşkese duyulan ihtiyacı bir kez daha vurgulamaktadır. UNICEF'in son istatistiklerine göre 17.000 çocuk ebeveynlerinden birini ya da her ikisini de kaybetmiş durumda. Bu nasıl bir insan hakları durumudur?" diyerek sözlerini tamamladı.

KHA/NST/MHY/2024

Kıbrıs Haber Ajansı