Ulusal Muhafız askerleri ve az sayıdaki ELDYK subayı dağılmış bir görüntü sergilemekte, bölük pörçük birlik ve subaylar Mağusa ile Deryneia arasında bir direniş hattı oluşturmak üzere yeniden bir araya gelmeye çalışmaktadır. Boşuna bir uğraş içerisindeler. Türk ordusu Mağusa'yı neredeyse hiç rahatsız edilmeden “taramaya” devam ediyor. Bazı sakinler şehirden ayrılmış değil. BM ise barikat oluşturmamış durumda.
Phanos Christoforou
Phanos Christoforou, 201 piyade birliğinden bir grup gönüllü ve Genelkurmay'dan Albay Theodorakopoulos ile 16 Ağustos Cuma günü şafak vakti Deryneia’da bulunuyorlardı. Orada Binbaşı Stelios Katsios, Kiki Konstantinou ve meydanda beklemekte olan 5-6 adama rastladılar. Albay onlara durumu sordu ve henüz hiç Türk görmedikleri ve ne yapacaklarını bilmedikleri cevabını aldı.
Theodorakopoulos, Katsios, Kikis Konstantinos ve diğer iki adam Deryneia meydanındaki Milliyetçiler Derneği binasının ikinci katına çıktılar. Christoforou'dan onlara göz kulak olması için odanın dışında kalması istendi. "Yüksek sesle konuşuyorlardı, sesleri dışarıdan duyulabiliyordu. Katsios ve Albay ihtiyatlıydı, bir öncü birlik göndermek istediler. Kikis yüksek sesle Türklerin Varoşa'ya girmediğini ve içeri girip kendi deyimiyle belli yerlerde karakollar kurmamız gerektiğini söylüyordu." Askerlerin görüşü kabul gördü.
Öncü birlik olarak bir teğmen ve bir çavuş, Zephyr arabasında bir araba tamircisi seçildi. Türkler bu birliği kasabaya inen yokuş aşağı yolda, Deryneia polis karakolu ve bir benzin istasyonu hizasında durdurdular. İki araç Türk deniz piyadeleri taşıyorlardı. Zephyr'i ortalarına aldılar. Kendileri önde ve arkada olmak üzere arabayı Varoş'ya doğru sürüyorlardı. Birden Zephyr keskin bir sola dönüş yaptı, hızlanmaya başladı ve Türkler makineli tüfeklerle ateş etmeye başladılar. Sonunda Zephyr başardı ve kaçtı. Araba Deryneia'daki meydana geri döndü.
Daha sonra her iki tarafta derme çatma karakollar kurulmaya başlandı. Kıbrıslı Rumlar çiftçilerin tarlalarını suladıkları, uzaktan tanksavar silahı gibi görünen boruları keserek okullardan ve sendikalardan aldıkları Yunan bayraklarıyla birlikte derme çatma karakolların üzerine yerleştirdiler. Phanos Christoforou, bugün Mağusa Kültür Merkezi'nin bulunduğu yerde böyle bir karakol oluşturdu ve orada kaldı.
16 Ağustos'ta ve tüm olanlara rağmen BM görevlileri gelmedi. "Bu benim şikâyetimdir. BM çok geç kaldı".
Fotos Kouzoupis
16 Ağustos günü, sabahın çok erken saatlerinde Fotos Kouzoupis, kaldıkları evin sahibinin babasını tanıdığını fark etti. Sol görüşlü olduğunu ve EOKA B üyeleri tarafından tehlikeye atılabileceğini bildiği için kendisini ve üç şahsı Frenaros'un dışındaki meyve bahçesine götürdü. Frenaros'ta bulunan ailesini de bulmayı umuyordu. Ailesine hayatta olduğunu bildiren işaret, işgalin ilk aşamasından aldığı ve üzerinde taşıdığı bir Türk atkısıydı.
Fotos Kouzoupis, anne ve babası Menelaos ve Anastasia ile buluştu ve RIK'ten polis, itfaiyeci ve hükûmet yetkililerinin Mağusa Teknik Okulu'nda hazır bulunmaları için çağrıldığını işitti. Anne ve babasının Teknik Okul'a yakın olan Varoşa’daki evlerine gidip kendisine sivil kıyafetler getirebileceğini düşündü. (Bugün kendisi) RIK radyosundaki haber anonsunun bir erkek tarafından yapıldığını hatırlıyor.
Ulusal Muhafızlar ya da diğer Kıbrıslı Rum gruplar tarafından bir abluka söz konusu olması durumunda, Deryneia'ya gidilmemesine karar verildi. Ailesi, Agios Memnonas'tan birkaç komşusuyla birlikte yan yollardan evlerine ulaştı. Türk tarafında da herhangi bir abluka yoktu.
Menelaos Kouzoupis, Naksos Caddesi 17A'daki evine en son 16 Ağustos sabahı saat 10 sonrası ulaştığını hatırlıyor. Battaniye ve yorgan topluyordu. Bunların birkaç gün işe yarayacağını ve "sonra geri döneceğimizi" düşünüyordu. Karısı bir bavulun içinde kıyafet topluyordu. "Ben onları taşırken evin üzerinden ateş açıldı. Eşyaları boşalttım ve 'artık bu bizim hayatımız' dedim." Komşularına haber verdiler, hep birlikte arabaya bindiler ve uzaklaştılar. Anastasia Kouzoupis oğlunun ve kendisinin giysilerinin bulunduğu bir valizi almaya ihmâl etmedi.
Kaçışları, Agios Memnonas Kilisesi’nden çıkan ve Deryneia'daki polis karakolunda son bulan toprak yoldan oldu. "Oraya vardığımızda hem Mağusa'dan hem de Deryneia'dan kaçan insanlar olduğunu gördük." Frenaros'ta da insanlar ayrılmaya hazırlanıyordu çünkü Türklerin de o yöne doğru ilerlediğini duymuşlardı.
Kouzoupis ailesi ve üç asker arabaya bindi ve Britanya Üslerine ulaşmak amacıyla yola çıktılar. Fotos Kouzoupis ve diğer üç asker EOKA B barikatlarının olabileceği köylerden geçerek Üslere ulaşmış, ardından ailece Larnaka'ya geçmiş ve birkaç gün sonra da Aletriko'ya nakledilen 201 numaralı taburuna katıldı. Fotos Kouzoupis iki yılın ardından Eylül 1975'te askerlik vazifesini tamamladı.
"Geriye, çoğu EOKA'cı olan dönemin Ulusal Muhafız liderlerinin ve politikacılarının yetersizliği ve beceriksizliği kalıyor. Varoşa benim için Varoşa'dır. Gitmek ve orada yaşamakla ilgili bir sorunum yok." Kendisinin ve eşinin evi tampon bölgede, Aziz Memnon Kilisesi'nin arkasında yer alıyor.
MG
16 Ağustos sabahı MG, Panagia Dheryneia Kilisesi’nin sokağından Mağusa - Deryneia yoluna doğru yürürken silah sesleri duydu ve silahını alarak aşağıya doğru koştu. Aziz Memnon Sarnıcı’nda beyaz bir Morris marka bir araba fark etti. Arabadan kendisine değil, Kıbrıs Rum tarafına doğru ateş ediliyordu. Bir ateş teatisi oldu, MG de olaya dâhil oldu. Morris'in arkasında bir Türk tankı belirdi. O esnada kendisi ve Kıbrıslı Türklerin ateş ettiği bir Kıbrıslı Rum o noktadan uzaklaştılar.
M.G. Liopetri'ye geçti ve ertesi gün arabadaki 2 Kıbrıslı Türkün öldüğünü ve 3'ünün yaralandığını öğrendi. Arabayı buldu ve üzerinde TMT yazan Thompson silahını alıp birliğinde sakladı.
KHΑ/RP/NST/MHY/2022
Kıbrıs Haber Ajansı