ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Kıbrıs için hazırladığı 2022 Uluslararası Dinî Özgürlükler Raporu'na göre, ABD Büyükelçisi ve Büyükelçilik temsilcileri 2022 yılında da Yeşil Hat’tın her iki tarafındaki dinî mekânlara erişim konusunu görüşmek üzere yetkililerle bir araya gelmeye devam etti.

Raporda ilk olarak Kıbrıs Cumhuriyeti Hükûmeti'nin Ada’da uluslararası alanda tanınan tek hükûmet olduğu vurgulanırken, işgal altındaki topraklarla ilgili olarak "1974'ten bu yana Kıbrıs'ın kuzey kesiminin Kıbrıslı Türkler tarafından yönetildiği" belirtiliyor. Sözde devletle ilgili olarak, "ABD'nin 'KKTC'yi tanımadığı, Türkiye dışında başka hiçbir ülkenin de tanımadığı" belirtiliyor. Önemli sayıda Türk askerinin Ada’da kalmaya devam ettiği bilgisine de yer veren raporda, Kıbrıs'taki BM Barış Gücü (UNFICYP) tarafından devriye gezilen ve iki tarafı birbirinden ayıran "Yeşil Hat"tın (110 mil uzunluğunda ve bazı bölgelerde birkaç mil genişliğinde) mevcut olduğu belirtiliyor. Rapor iki bölüme ayrılmış olup, ilk bölüm Kıbrıs Cumhuriyeti, ikinci bölüm ise "Kıbrıslı Türklerin yönetimindeki bölge" hakkında.

ABD hükûmetinin Ada’nın toplam nüfusunu 1.3 milyon (2022 ortası) olarak tahmin ettiğini belirtildi. 2021 nüfus sayımına göre hükûmet kontrolündeki bölgenin nüfusu 918.100.

Hükûmet kontrolündeki bölgenin 2011 nüfus sayımı istatistiklerine göre, toplam nüfusun %89,1'i Ortodoks Hristiyanlar ve %2,9'u Latinler olarak bilinen Roma Katolikleridir. Diğer dinî gruplar arasında Protestanlar (%2), Müslümanlar (%1,8), Budistler (%1), Maruni Katolikler (%0,5) ve Ermeni Ortodokslar (%0,3) ile az sayıda Yahudi, Yehova Şahidi ve Bahailer bulunmaktadır. Ülkenin baş hahamı Yahudi sayısını 6.000 olarak tahmin ediyor. Yehova Şahitlerinin bir temsilcisi grubun 2.600 üyesi olduğunu tahmin ediyor. Yeni göçmen grupları çoğunlukla Roma Katolikleri, Müslümanlar, Hindular ve Budistlerden oluşuyor.

 

Kıbrıs Cumhuriyeti

-------------

 

Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilgili bölümde "Hükûmet, ziyaretçilerin miras alanı olarak belirlenen 19 camiden sadece altısına ve bu alanlarda bulunmayan diğer iki camiye erişimine izin vermiştir. Açık olan sekiz camiden yedisinde beş vakit namaz kılınabiliyordu ve yedisinde de gerekli yıkanma ve abdest alma olanakları mevcuttu." ifadelerine yer verildi.

Eski Eserler Dairesi'nin Hala Sultan Tekkesi camisine düzenli erişimi beş vakit namazın sadece ikisiyle kısıtlamaya devam ettiğini, ancak Ramazan ayında ve imamın talebi üzerine genellikle daha uzun erişim sağladığını da belirten rapor, 13 Mayıs'ta Hükümet'in COVID-19 nedeniyle dinî ayinlere katılmasına izin verilen kişi sayısına getirilen kısıtlamaları kaldırmak için harekete geçtiğini belirtti.

Raporda, Yahudi cemaati temsilcilerinin, yetkililerin şüpheli olmayan ölümler için cemaatin ölü üyelerine otopsi yaptığını bildirmeye devam ettikleri ve bu uygulamanın Yahudilerin dinî inançlarını ve uygulamalarını ihlâl ettiği belirtildi. Yıl boyunca konuyu hükûmet yetkilileri nezdinde gündeme getirme çabalarına rağmen sorun yılsonu itibariyle sorunun çözülmemişti.

Raporda BM kolaylaştırıcılığında yürütülen çözüm müzakere sürecinin bir parçası olarak kurulan iki toplumlu (Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk) teknik komitelerden biri olan Kültürel Miras Teknik Komitesi'nin Larnaka'daki Zahuri Camii'nin bakımını şubat ayında tamamladığı belirtildi. Ayrıca, Komitenin ağustos ayında Lefkoşa ilindeki Orunda camiinin restorasyonunu tamamladığı, Eski Eserler Dairesi'nin ise hükûmetin 2019 yılında aniden kapattığı Limasol Ulu Camii'nin uzun zamandır beklenen restorasyonuna eylül ayında başladığı belirtildi.

Basında yer alan haberlere göre, Katar hükûmeti Limasol Ulu Camii'nin restorasyonu için 1,2 milyon avro (1,28 milyon dolar) bağışta bulundu.

Raporda ayrıca, Rum Ortodoks Hıristiyanların, başka bir dine mensup olmaları halinde bazen toplum tarafından dışlandıklarını bildirdikleri ifade edildi.

Raporda, başlıca dinî grupların liderlerinin Kıbrıs Barış Süreci çerçevesinde Dinî Diyalog'da bir araya gelmeye devam ettikleri ve Ada genelindeki dinî topluluklar için daha fazla dinî özgürlüğü destekledikleri belirtildi.

Raporda Büyükelçi de dâhil olmak üzere ABD Büyükelçiliği temsilcilerinin Yeşil Hat’tın her iki tarafındaki dinî mekânlara erişim gibi konuları görüşmek üzere yetkililerle bir araya gelmeye devam ettikleri belirtildi.

Buna ek olarak Büyükelçi yıl boyunca dinî liderlerle bir araya gelerek dinî özgürlükler, dinî mekanlara erişim ve dinler arası iş birliği konularını görüştü.

Büyükelçilik personeli sivil toplum kuruluşları (STK'lar) ve dinî liderlerle bir araya gelerek ada genelindeki dinî mekânlara erişim ve azınlık dinî gruplara yönelik ayrımcılık konularını görüştü.

Büyükelçilik yetkilileri ayrıca Yeşil Hat’tın her iki tarafındaki önemli dinî mekânları ziyaret ederek dinî liderler arasında diyalog ve iş birliğinin devam etmesini teşvik etti. Raporda, Büyükelçilik personelinin çeşitli vesilelerle ülkedeki dinî liderlerle bir araya gelerek dinî özgürlük ve dinler arası diyaloğun teşvik edilmesi konularına odaklandığı belirtildi.

Raporda özellikle büyükelçilik temsilcilerinin Yeşil Hat’tın her iki tarafındaki dinî mekanlara daha fazla erişimin teşvik edilmesi ve dinî azınlıklara karşı ayrımcılığın azaltılması da dâhil olmak üzere dinî özgürlük konularını görüşmek üzere İçişleri, Dışişleri ve Adalet Bakanlıklarından hükûmet yetkilileriyle bir araya geldiği kaydedildi.

Rapora göre Büyükelçi, Yahudi cemaati liderleri adına Tarım Bakanı'ndan hayvanların koşer usulü kesimine izin vermesini istedi.

Büyükelçi ayrıca aralarında Kıbrıs Maronit Kilisesi Başpiskoposu, Kıbrıs Ortodoks Kilisesi'nin birkaç metropoliti, Kıbrıs Kilisesi'nin yeni Başpiskoposu ve Kıbrıs Hahambaşısı'nın da bulunduğu çok sayıda dinî liderle bir araya geldi. Toplantılarda ele alınan konular arasında dinler arası iş birliği, Ada’nın her iki tarafındaki dinî mekânlara erişim üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması, dinî azınlık mensuplarının istedikleri bölgelerde dinî özgürlük haklarını kullanamamalarına ilişkin endişeleri ve devlet kurumları ya da toplum tarafından dinî gerekçelerle ayrımcılık yapılması yer aldı. Raporda, Büyükelçinin şubat ayında, dinî özgürlükler konusunda atılacak adımları koordine etmek üzere RTCYPP İcra Direktörü ile bir araya geldiği belirtildi.

 

"T/C tarafından yönetilen bölge"

-----------------------

Kıbrıslı Türklerle ilgili  kısımda "Kıbrıslı Türklerin yönetimindeki bölge"den bahsedilmekte ve ABD'nin sözde devlet olarak adlandırılan "kktc"yi tanımadığı ve Türkiye dışında herhangi bir ülke tarafından da tanınmadığı belirtiliyor.

Raporda, "İstatistik Kurumu" tarafından yapılan bir açıklamaya göre, Ekim 2022'de Kıbrıslı Türklerin yönetimindeki bölgenin nüfusunun 391.000 olarak tahmin edildiği belirtildi. Dinî inançlara ilişkin herhangi bir veri bulunmuyor. Sosyologlar nüfusun %97'sinin Sünni Müslüman olduğunu tahmin ediyor.

Raporda, "dışişleri bakanlığının" yıl boyunca, ocak ve aralık ayları arasında Kıbrıslı Rumların dinî hizmetleri için yapılan 173 talepten 107'sini onayladığı, bu rakamın 2021'de 66 talepten 37'sine karşılık geldiği belirtiliyor.

Haberde, "dışişleri bakanlığının" "Kıbrıs'taki BM Barış Gücü (UNFICYP) aracılığıyla sunulan taleplerin 60'ının ve diğer kanallar aracılığıyla sunulan diğer beş talebin önceden belirlenen kriterler dâhilinde olmadığı için kabul edilmediğini açıkladığı" belirtildi.

Rapora göre Kıbrıslı Türk "yetkililer", medyada silahlarıyla boy gösteren ya da kamuoyuna "[Kıbrıs Türk] halkına karşı nefret, hoşgörüsüzlük ve düşmanlık dolu" mesajlar veren Kıbrıslı Rum dinî liderlerin taleplerini düzenli olarak reddettiklerini belirttiler. Raporda ayrıca, kilise yapılarının güvenli olmadığını söyledikleri için bazı talepleri reddettiklerini de belirttiler.

Rapora göre, Türkçe Konuşan Protestanlar Derneği (TSPA) temsilcileri faaliyetlerinin polis tarafından izlendiğini ve Rum Ortodoks temsilcilerine göre Kıbrıslı Türk "polislerin" kilise ayinlerini izlediğini belirtmeye devam ettiler. İbadet sırasında hazır bulunan sivil kıyafetli "polislerin" rahiplerin kimliklerini kontrol ettiklerini ve ibadet edenleri izlediklerini bildirdiler.

TSPA ayrıca, İslam dışındaki dinlere geçen Kıbrıslı Türklerin sık sık sosyal baskı, taciz, hakaret, kamuoyu önünde eleştiri ve işyerinde ayrımcılığa maruz kaldıklarını belirtti.

Raporda ayrıca eski Müftü Talip Atalay ve Kıbrıs Kilisesi eski Başpiskoposu II. Chrisostomos’un sık sık Ada genelindeki dinî liderlerle etkinliklere katıldığına atıfta bulunuldu. Yerel kaynakların, Temmuz 2021'de göreve gelen Kıbrıs Müftüsü Ahmet Ünsal'ın iş birliğine açık olmadığını ve belirtilen niyeti doğrultusunda RTCYPP faaliyetlerine katılmadığını bildirdiğini not edildi.

ABD Büyükelçisi ve elçilik yetkilileriyle ilgili olarak raporda, dinî liderler arasında iş birliğini görüşmek ve dinî mekanlara erişimi teşvik etmek için "din işleri dairesinin" de başında bulunan Kıbrıs Müftüsü'nün ofisiyle çalışmaya devam ettikleri belirtildi.

Raporda ayrıca, Büyükelçilik yetkililerinin dinî mekânlara daha iyi erişimi görüşmek üzere "dışişleri" temsilcileriyle bir araya geldiği belirtiliyor.

KHA/MD/NST/MHY/2023

Kıbrıs Haber Ajansı