Adalet ve Kamu Düzeni Bakanı Marios Hartsiotis, şiddet ve istismardan uzak, eşitlik ve insan haklarına saygı kültür ve zihniyetinin geliştirilmesinin Adalet ve Kamu Düzeni Bakanlığı ve genel olarak Hükûmetin yüksek önceliği olduğunu söyledi.

 

Bakan Hartsiotis, Kadına Yönelik Şiddeti Önleme ve Mücadele Ulusal Koordinasyon Kurulu tarafından Akdeniz Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Enstitüsü ile iş birliği hâlinde düzenlenen ön saflardaki sağlık çalışanlarına yönelik eğitim seminerlerinin açılış töreninde yaptığı konuşmada, son beş yıl içinde İstanbul Sözleşmesi'nde yer alan kadınlara yönelik her türlü şiddeti, tacizi, ısrarlı takibi ve cinsiyetçiliği suç sayan mevzuatın kabul edildiğine dikkat çekti.

 

Bakan, kadın cinayeti suçunun İstanbul Sözleşmesi'nin uygulama kanununa özel bir suç olarak eklenmesinin büyük önem taşıdığını belirtti.

 

Hartsiotis, Ceza Kanunu'nda da önemli iyileştirmeler yapıldığını, tecavüz suçunun tanımının Avrupa ve uluslararası insan hakları sözleşmeleri doğrultusunda, modern mağdur merkezli yaklaşımlar ve kavramlarla tamamen tutarlı olacak şekilde çağdaşlaştırıldığını belirtti. Bu bağlamda, Polis tarafından uygulanan cinsel şiddet ve tecavüz vakalarına ilişkin Protokollerin de yenilendiğini ve mağdurların onuruna ve haklarına tam saygı gösterilerek bireyselleştirilmiş koruma sağlama çabalarının artırıldığını kaydetti.

 

Bakan, bu çerçevenin, çok disiplinli "Kadın Evi "nin kurulması, Adalet Bakanlığı bünyesinde Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Ulusal Koordinasyon Kurulunun oluşturulması ve yetişkin cinsel şiddet mağdurlarına özel destek sağlamak üzere "Thread" Merkezinin faaliyete geçmesi gibi bir dizi önemli kurumsal değişiklikle güçlendirildiğini sözlerine ekledi.

 

Bakan, her türlü şiddetin suç sayılmasına ilişkin açık ve güçlü yasa, yönetmelik ve protokollerin kabul edilmesi ve uygulanmasının, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve istismarın her türlüsünün ortadan kaldırılması için temel bir ön koşul olduğunu, ancak bunun maalesef yeterli olmadığını söyledi.

 

"Ek olarak gerekli olan şey, kadına yönelik şiddeti doğuran ve pekiştiren gündelik tutumların, algıların ve zihniyetlerin yapısöküme uğratılması yoluyla şiddetin gayrimeşruluğudur. Şiddeti ele almaya yönelik hiçbir siyasi, yasal veya idari çaba, bu tür olaylara karşı sıfır toleransın geliştirilmesinin yanı sıra eşitlik kültürünün ve insan haklarına tam saygının aşılanmasına dayanan derin ve önemli değişikliklerden önce gelmedikçe başarılı olamaz."

 

KHA/NST/MHY/2024

 

Kıbrıs Haber Ajansı