İçişleri Bakanı Konstantinos Ioannou, Kıbrıs'ın aylardır Lübnan'daki krizin derinleşmesi durumunda Avrupa Birliği'nin kitlesel Suriyeli göçmen akışı ile karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunduğunu hatırlatarak Gazze'de patlak veren savaşın Lefkoşa'nın "endişelerini en kötü şekilde doğruladığını" söyledi.

İnsanların daha güvenli yaşam ihtiyacını istismar eden "organize suçlardan" söz eden Bakan, "koordineli ve etkili eylem" ihtiyacına dikkat çekti.

Kıbrıs Cumhuriyeti'nin iki yöne odaklandığını, Suriye'deki bölgelerin yeniden değerlendirilmesi ve Lübnan'a yönelik Avrupa desteğinin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.

İçişleri Bakanlığının verilerine göre 2022 yılında 21.565 olan sığınma başvuruları 2023 yılında 11.617'ye geriledi; bu da 2023 yılında yeni sığınma başvurularında %50'lik bir düşüş olduğu anlamına geliyor.

Buna ek olarak, 2022 yılında Afrika ülkelerinden gelen sığınmacıların sayısı 9.384 iken, 2023 yılında 2.607 oldu; bu da Afrika ülkelerinden gelen yeni sığınmacılarda %85'lik bir azalma olduğu anlamına geliyor. Suriye'den gelen sığınmacılar 2022'de 4.088 iken, 2023'te 6.148 olmuştur, yani %50'lik bir artış söz konusu. Diğer ülkelerden ise 2022'de 8.093 sığınmacı gelirken, 2023'te bu sayı 2.862'ye düşerek %65 oranında azaldı.

Göç konusuna değinen İçişleri Bakanı, hükûmetin 2024 hedefinin iltica başvurularının 30 gün içinde işleme konulması olduğunu söyledi.

Bakan ayrıca 2024'ün ilk çeyreğinde Kıbrıs'ın 2023'ün aynı dönemine kıyasla 1.000 daha fazla geri dönüşle olumlu bir eğilim kaydetmeye devam ettiğini söyledi.

Ioannou, göçün gelişiminin "sadece kendi eylemlerimize veya kararlarımıza bağlı bir şey olmadığını, bölgemizdeki savaş durumunda olduğu gibi, iklim değişikliği gibi birçok öngörülemeyen faktörden, ancak esas olarak siyasî gelişmelerden etkilendiğini belirtti.

Kıbrıs'ın son yıllarda büyük göç akınları nedeniyle 2021 ve 2022'de zirveye ulaşan boğucu bir baskı altında olduğunu kaydeden Bakan, "bugün bile tüm Avrupa Birliği'nde nüfusuna oranla en yüksek sığınmacı oranına sahip ülke olmaya devam ediyor ve bu da göç konusunu etkili bir şekilde yönetmeyi zorlaştırıyor" dedi.

Göçle ilgili olarak İçişleri Bakanı, ilgili müsteşarlığın kurulmasıyla birlikte "göç krizini daha iyi ele almak için hükûmet olarak çabalarımızı yoğunlaştırıyoruz" dedi.

"Sorunu etkili bir şekilde ele alabilmek için hem ülke içinde tedbirler almaya hem de Avrupa Birliği düzeyinde Suriye konusunda gerekli kararların alınması için baskı yapmaya devam ediyoruz" diyen Bakan 2024 yılında "NAFCRATES" planının revizyonunu tamamlanmasının ve gönüllü geri gidişlerle  ilgili bilgilendirme kampanyalarının yanı sıra göçmenlerin yasa dışı istihdamıyla ilgili denetim kampanyalarının sürdürülmesinin planlandığını kaydetti.

Bakan "Aynı zamanda, Limnes Bölgesinde Hareket Öncesi Merkezinin kurulması ve Kofinou ve Pournara'daki alt yapının iyileştirilmesinin tamamlanması için inşaat çalışmaları devam ediyor" dedi.

İçişleri Bakanı ayrıca son haftalarda gündemin üst sıralarında yer alan ve tüm Kıbrıs toplumunun ilgisini çeken bu karmaşık konuda Hükûmetin ilk andan itibaren sert ve çok yönlü bir yaklaşım benimsediğini kaydederek şunları ekledi: "İçinde bulunduğumuz zor durumu iyileştirmek amacıyla, en başından itibaren, gelişlerin azaltılması, iltica başvurularının incelenmesine yönelik prosedürlerin hızlandırılması, dönüşlerin sayısının arttırılması ve kabul ve barınma alt yapısının iyileştirilmesi olmak üzere dört temel hedef belirledik" dedi.

Açıklamaları çerçevesinde Bakan, hedeflenen tedbirler sayesinde 2023 yılı içinde yeni iltica başvurularında %50 azalma, Afrika ülkelerinden gelen yeni iltica başvurularında %85 azalma, iltica başvurularının incelenme süresinin üç aya indirilmesi, bekleyen iltica başvurularının önemli bir kısmının işleme alınması, dönüşlerde %66 artış, Pournara Kabul Merkezi'nin kapalı bir yapıya dönüştürülmesi, Kofinou'daki Uluslararası Koruma Başvuru Sahipleri için Kabul ve Barınma Merkezinin iyileştirilmesi ve genişletilmesi, Mennogeia'da 800 kişi kapasiteli bir Ayrılış Öncesi Merkezinin kurulması, 2024-2026 dönemi için Göçmenlerin Entegrasyonu ve Sosyal İçerilmesi Eylem Planının hazırlanması ve Avrupa Birliği tarafından Doğu Akdeniz'deki göç durumunu ele almak üzere özel bir Eylem Planının oluşturulması gibi girişimlere dikkat çekti.

Bakan, özellikle Sahra altı Afrikalı üçüncü ülke vatandaşlarından gelen sığınmacılar konusunda gözle görülür iyileşmeler sağlandığını, bu durumun büyük ölçüde kontrol altına alındığını ve yönetilebilir bir seviyeye getirildiğini ifade etti.

İçişleri Bakanı, dönüşlere özel bir atıfta bulunarak "ilk andan itibaren çok büyük ölçüde yatırım yaptığımız, çok olumlu sonuçlar aldığımız ve yetkili Avrupalı yetkilileri Kıbrıs'ı bir referans noktası olarak kullanmaya zorlayan" bir alan olduğunu vurguladı.

Ayrıca 2024'ün ilk çeyreğinde Kıbrıs'ın 2023'ün aynı dönemine kıyasla bin daha fazla dönüşle olumlu bir eğilim kaydetmeye devam ettiğini belirten Bakan, "Ancak en büyük sorun, Suriye'den ve özellikle Lübnan'dan deniz yoluyla ülkemize gelen çok sayıda Suriye vatandaşıdır. Bilindiği üzere Suriye, çatışmaların başladığı 2011 yılından günümüze kadar çeşitli yetkili kuruluşların değerlendirmelerine göre güvensiz ülke olarak kabul edilmekte ve bu nedenle tüm Suriye vatandaşları ikincil koruma statüsünden yararlanmaktadır."

İçişleri Bakanı, "Bu durum yetkili servisleri felce uğratmakta ve bize başvuru sahiplerinin bireysel durumlarını değerlendirme ve sistemin istismar edildiğinin kanıtlandığı durumlarda dönüş yapma hakkı vermemektedir" dedi.

"Sonuç olarak” diyen Bakan,”ülkemizin kabul ve barınma sistemi üzerindeki baskı artmaktadır. Kıbrıs'ın 1,5 milyondan fazla Suriyeli nüfusa ev sahipliği yapan Lübnan'a yakınlığı, onu bu kişiler için bir numaralı hedef destinasyon hâline getirmektedir. Aynı zamanda Lübnan'daki ekonomik, siyasî ve sosyal gelişmeler ile Orta Doğu bölgesindeki jeopolitik koşullar, Lübnanlı yetkililerin kıyı şeridinin gözetimi konusunda yeterli tepki verme kabiliyetini sınırlamaktadır. Aylardır Avrupa Komisyonu nezdinde yaptığımız girişimlerle Lübnan'ın olası bir çöküşünün Avrupa Birliği'ne kitlesel Suriyeli göçmen akışına yol açacağının altını çizerek alarm veriyoruz" dedi.

İçişleri Bakanı Gazze'de patlak veren savaşın endişelerini en kötü şekilde doğruladığını kaydederek şunları ekledi: "Lübnan'ın kıyı şeridini etkin bir şekilde kontrol etmekte zorlanması, organize kaçakçılık şebekelerinin daha fazla insanı Kıbrıs'a ve Avrupa ülkelerine itmesine olanak sağlıyor. Kıbrıs Cumhuriyeti, bunun, bu kişilerin daha güvenli bir yaşama duydukları ihtiyacı istismar eden organize bir suç olduğunu ve koordineli ve etkili bir eylem gerektirdiğini birçok kez belirtti."

Ioannou ayrıca Kıbrıs Cumhuriyeti olarak iki yönlü bir yaklaşım benimsediklerini ifade etti. Bir yandan, diplomatik kanallar aracılığıyla, Suriye bölgelerinin yeniden değerlendirilmesi ve savaş bölgelerinden güvenli bölgelere dönüştürülmesi için Avrupa Komisyonu nezdinde baskı yapıyorlar. Böylece Suriye kökenli kişilere otomatik olarak geçici koruma statüsü verilmeyecek ve iltica başvuruları esastan incelenecektir. Bu kapsamda hem Cumhurbaşkanı hem de Dışişleri Bakanı son zamanlarda Suriye'ye ilişkin Kıbrıs girişimiyle özdeşleşen ülkelerdeki mevkidaşlarıyla temaslarda bulunuyorlar.

Öte yandan Kıbrıs'ta, göç konularından sorumlu Bakanların katılımıyla, Suriye için atılacak bir sonraki adımlara vurgu yaparak göçün dış boyutunu inceleyecek bir bakanlar toplantısı hazırlığı söz konusu. Ana hedef ortak kaygıları olan ülkelerin oluşturduğu bir koalisyonda koordinasyonun sağlanması. Ayrıca diğer üye devletlerle birlikte Suriye'de sahada ortak misyonlar planlanıyor.

Ioannou, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak uzun süredir Avrupa'nın Lübnan'a desteğinin güçlendirilmesi, Türkiye örneğinde olduğu gibi benzer uygulamaların hayata geçirilmesi ve Avrupa Birliği ile Lübnan arasında bir anlaşmanın kurumsallaştırılması gerektiği konusunda uyarılarda bulunduklarını ifade etti.

Bu bağlamda Bakan, Cumhurbaşkanı'nın 2 Mayıs'ta Avrupa Komisyonu Başkanı ile Lübnan'ı ziyaret ederek malî yardım konusunu görüşeceğini belirtti. Ayrıca Komisyon düzeyinde o zamana kadar Lübnan'a yönelik destek paketinin hazırlanması ve sunulması için çalışmalar yürütüldüğünü kaydetti.

Bakan, göç meselesinin sosyal ve insanî etkileri olan, süreklilik arz eden ve değişken yönleri olan bir olgu olduğunu belirterek, esas olarak dış boyutu olan ve zaman zaman gelişmeleri belirleyen bir sorun olduğunu, Kıbrıs örneğinin de bunu kanıtladığını sözlerine ekledi.

KHA/DN/NST/MHY/2024

Kıbrıs Haber Ajansı