Dışişleri Bakanı Constantinos Kombos, cuma günü Dışişleri Komitesi’nde yaptığı açıklamada, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Schengen bölgesine tam üyeliğinin "ulusal bir hedef" olduğunu belirtti. Kombos, bu süreçte ne AB müktesebatından taviz verileceğini ne de Yeşil Hat’ın AB’nin dış sınırı olarak kabul edileceğini vurguladı.

Bu açıklama, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Schengen kurallarıyla uyumunu sağlayacak ve AB Konseyi’nin onaylaması halinde merkezi AB Vize Bilgi Sistemi’ne (VIS) bağlanacak Ulusal Vize Bilgi Sistemi’ne ilişkin bir yasa tasarısının görüşüldüğü oturumda gerçekleştirildi.

Kombos, Schengen’e katılmanın "AB üyeliğimizden kaynaklanan bir zorunluluk" olduğunu vurguladı, ancak teknik açıdan önemli zorlukların bulunduğunu kabul etti. Geçmişteki siyasi gelişmeler ve krizlerin süreci geciktirdiğini, bu zorlukların aşılamayacağına dair genel bir inancın hâkim olduğunu belirtti.

Hükûmetin bu konuda bir fırsat gördüğünü belirten Bakan, projenin büyük çaplı ve birçok bakanlığın yakın koordinasyonunu gerektirdiğini aktardı. 2019’dan beri Kıbrıs Cumhuriyeti’nin altı alanda değerlendirildiğini ve uyum için öneriler sunulduğunu ekledi.

Şubat ve mart aylarında Avrupa Komisyonu’nun yaptığı son değerlendirmede "kayda değer ilerleme" kaydedildiğini ifade etti. Hedefin olumlu bir tavsiye raporu almak olduğunu, böylece tüm AB üyesi ülkelerin oybirliğiyle onayını gerektiren siyasi sürecin başlayacağını açıkladı.

Kombos, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB müktesebatından özel muamele ya da istisna talep etmediğini, Avrupa Komisyonu’nu ana iş birliği ortağı olarak gördüklerini vurguladı. Sorumlu Komiser ile en az üç kez görüşüp sürekli temas halinde olduklarını söyledi.

Yeşil Hat konusunda ise Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bunu asla dış sınır olarak kabul etmeyeceği konusunda net konuştu. AB mevzuatına göre Yeşil Hat’ın dış sınır sayılmadığını, Katılım Anlaşması’nın 10. Protokolü’nün hükümet kontrolü dışındaki alanlarda müktesebatın askıya alındığını ve Yeşil Hat Yönetmeliği’nin etkili kontroller için açık yükümlülükler getirdiğini hatırlattı.

Kombos, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yasa dışı göç ve diğer konularda kontrol sorumluluğunu sürdüreceğini ve bu kontrollerin Schengen üyeliğinden sonra da devam edeceğini belirtti.

İnsan hakları konusunda ise Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB tarafından belirlenen gereklilikleri uyguladığını ve bunlardan daha yüksek standartlar aranmadığını ifade etti.

Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşları için seyahat kolaylıkları ve ekonomiye olumlu etkiler gibi faydaların altını çizen Kombos, Schengen üyeliğini "ticari bir ürüne dönüştürme" fikrini reddederek, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bu süreçte ülke itibarını korumaya yönelik ulusal bir çaba içinde olduğunu vurguladı.

Siyasi zorluklar konusunda, karar AB üye devletlerine gittiğinde karşılaşılacak güçlükleri kabul etti. Geçmişte Schengen üyeliğine öncelik verilmediği için Kıbrıs Cumhuriyeti’nin "bedel ödediğini" itiraf etti.

Önemli üye ülkeler nezdinde özel temas turunun başladığını, bunun 40. Schengen yılı, 2026’daki Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB Konseyi Dönem Başkanlığı ve sorumlu AB Komiseri’nin değerlendirilme süreci açısından kritik bir yıl olduğunu söyledi.

Schengen’in, AB’nin güneydoğusundaki sınır ülkesi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tam katılımı olmadan "tam olmayacağını", üyeliğin adil, faydalı ve özellikle günümüzdeki jeopolitik gerilimler göz önünde bulundurulduğunda AB için yararlı olduğunu savundu.

Son olarak Kombos, bu çaba için geniş çaplı siyasi destek umudu dile getirdi.

KHA/NST/2025

Kıbrıs Haber Ajansı